1759-1820 yılları arasında yaşamış olan Joseph Fouché, Fransız Devriminde sırasıyla monarşist; jirondist; jakoben; thermidorcu; direktuvarcı ve Napolyoncu olmuştur. Stefan Zweig, 1929 yılında yazmış olduğu “Fransız İhtilalinde Bir Politikacının Portresi (Joseph Fouché)” isimli biyografi türündeki eserinde, tarihin en önemli politikacılarından biri olan Fouché’nin portresini vermektedir. Fouché’nin kişiliğine damgasını vuran özelliğinin, ihanet olduğunu belirten Zweig, onun rasgele ihanet eden biri olmadığını, ihaneti dâhilik durumuna getirebilmiş olduğunu ifade etmektedir.
Eric Fromm, insanın tutku ve dürtülerinden oluşan temel yönelişlerinin bir toplumsal düzen yaratmadığını ancak hangilerinin açığa çıkacağını ya da baskın olacağını toplumsal düzenin belirlediğini belirtmektedir. Fouché’nin farklılığı, kişiliğinde baskın olan özelliklerinin ortaya çıkışını sağlayan 18.Yüzyılda Fransa’nın toplumsal yapısı ve Devrim koşullarıdır. Fouché’nin Fransız Devrimi’nin bir ürünü olduğunu ifade edebiliriz. (1) (Fransız Devriminde Joseph Fouché’nin Siyasi Kişiliği (Buket Çakır)
Aydınlanma ile monarkların ve otokratların giderek güç olmaktan çıkmaları ve bireyin ön plana çıkışı, insanların davranışlarında ve ilişkilerinde, değer yargılarında ve yaşam biçimlerinde önceki duruma göre farklılaşma ortaya çıkarmış ve Fransız Devrimiyle krallıkla soyluluk arasında sıkışan siyaset, kitlelere doğru genişlemiş ve Fouché, siyasetin kitlelerin eline geçmesiyle beraber ortaya çıkmıştır.
Meşrutiyet Dönemi (1789-1792) Cumhuriyet Dönemi (1792-1795) Direktuvar İdaresi Dönemi (1795-1799) Konsüllük Dönemi (1799-1804) ve İmparatorluk İdaresi Dönemi (1804-1815) olarak beş farklı dönemde devam eden Fransız Devrimi’nin her dönemine geçişinde Fouché, son derece esnek siyasetiyle kilit rol oynamış ve her dönemde yeni siyasetin, yeni iktidarın yanı başında yer almıştır.
31 Mayıs 1759 yılında liman kenti Nantes’da dünyaya gelen Fouché küçük yaşta rahip olması için kiliseye gönderilmiştir. İçine kapanık Fouché çocukluğunu ve gençliğini manastır koridorlarında ve sessiz yemek salonlarında geçirmiştir. Manastırda geçirdiği bu yıllar ona çok şey öğretmiş ve ileride bunlardan sonsuz yararlanmıştır. Her şeyden önce susabilme tekniğini, kendini gizleyebilme sanatını, ruhları okuyabilme ve psikoloji ustalığını öğrenmiştir.
Fransız Kralı XVI. Louis, artan mali sıkıntıları aşabilmek için yeni vergiler koymak istemekteydi. Asiller ve Kilisenin vergi muafiyetine sahip olması Kralın yeni kaynaklar bulmasını zorlaştırıyordu. Kral yeni vergi alabilmek için aristokrasinin talebiyle Meclis’i (“états généraux”) 175 yıl sonra toplantıya çağırır. Kralın sağında Jirondenler (krala yakın olanlar) (sağcılar) solunda ise Jakobenler (halka yakın olanlar) (solcular) yer alır. Kral bu meclisten isteğini alamayınca meclisi kapatmaya karar verir. Diğer gün meclise gelen üyeler meclisin kapalı olduğunu görünce yakında bulunan ve bugün “Tenis Kortu Yemini” olarak geçen ve yeni anayasa kabul edilinceye burada kalacaklarını belirten milletvekilleri ve Cumhuriyetçilerle doludur. Bastille baskınından sonra 1791 yılında ihtilalci gruplar toplanarak bir kurucu meclis atar. İnsan ve Yurttaş Hakları bildirisi yayınlanır. Kralın da boyun eğmek zorunda kaldığı bu kurucu meclise; kanunları hazırlamak, bütçenin güvenirliğini onaylamak ve hükümetin çalışmalarını kontrol etme yetkisi verilir.
Tahtından indirilmiş kralın salonunda gösterişli bir tavırla yürüyen yedi yüz elli kişi arasında, Joseph Fouché’de vardır. Nantes milletvekili olarak hiç konuşmadan ilerler. Rahip giysisini çoktan çıkarmış ve tepesindeki traşlı saçlar büyümeye başlamıştır. Fouché nereye oturacak acaba? Radikallerin yanına mı yoksa ılımlıların yanına mı? Fouché ömrü boyunca yalnızca tek bir yana bağlı kalmıştır. Gücü elinde tutanlardan, çoğunluktan yanadır. Oyları sayıyor ve Jirondenlerin ılımların daha fazla olduğunu görünce onların yanına oturur. Gözlerini bir rastlantıyla yukarıya, karşı taraf olan radikallerin yerleştiği sıralara kaldırınca, sert ve görmezlikten gelen bir bakışla karşılaşır. Dostu Maximilian Robespierre mücadele arkadaşlarının ortasında oturmuştur. Aralarındaki en son dostluk bu andan sonra bitmiştir. Fouché, bundan böyle her davranışında o oldum olası suçlayıcının, aşırı ahlakçının öfkeli ve acımasızca sorguya çeken bakışlarını hep sırtında hisseder. Kurnaz Fouché işte bundan ötürü loşlukta gizlenir. Güçlü olanlara yaklaşır, ama açıktan açığa ve göze çarpan bir gücü elinde bulundurmaktan kaçınır. Tepedekilerin kaplanıyla Jironistlerin panterinin birbirini nasıl parçaladığını, Verginaud, Comdarcet, Desmoulin, Danton, Marat, ve Robespierre çapında dev tutkulu büyük kişilerin birbirini nasıl da öldüresiye yaraladıklarını çalışma odasından izler.
Ama günün birinde ihtilalin dünya çapında elden gidip gitmemesi söz konusu olduğunda hiçbir kararsızlığa yer olmayan evet ya da hayır oyunu belli etmek zorunda kalır. 16 Ocak 1793 ihtilalin saati günün yarısını gösterdiğinde Krallığın gücü milim milim de olsa zorla alınır. Kral XVI. Louis Temple zindanında olsa da halen yaşıyordur. Robespierre, Fransız halkının temsilcilerinin evet, ya da hayır sözünü toplantıda açıkça belirlemesini ister. Kimin sağdan, kimin soldan, kimin cumhuriyetin yükselmesinden ya da batmasından yana olanların ortaya çıkmalarını talep eder. Fouché 15 Ocak günü iyice kararlıdır. Jironistlerden oluşu ve ılımlı seçmenlerin isteği kralın bağışlanmasından yanadır. Halkın krala karşı tepkilerinin artması sonucunda yedi yüz elli milletvekilinden üç yüzü kralın canının bağışlanması yönünde olduğunu görür. Terazinin kefeleri uzun süre inip kalkar. Sonunda Nantes milletvekili Joseph Fouché çağrılır. Kralın hayatını çok heyecanlı bir söylevle savunacağını, dostlarına daha dün gibi büyük bir güvenle temin eden on saat öncesi güvenilir kişilerin en güveniliri olan Fouché bu arada oyları saymış, dediği gibi yapar yanlış davranmış olacağını ve hiçbir zaman katılmadığı azınlıktan yana görüneceğini görmüştür. İşte bu yüzden, sessiz ve çabuk adımlarla kürsüye çıkarak soluk dudaklarının arasından “Ölüm!” der.
Otranto Dükü Joseph Fouché’yi kral katili olarak damgalatan o bir tek sözü, bir yanılgı diye bağışlatmak için ileride, yazıyla ve sözle yüz binlerce deyim kullanılacaktır. Dostları Daunou ve Condorcet’yi hileyle arkadan vurmuş ve alaya almıştır. Fouché daha güçlülerin, Robespierre ve Carnot, Lafayette, Barras ve Napolyo’nun başına aynı şeyi getirmiştir. Onlar da sıkışık anlarında Fouché’nin oyununa gelmişlerdir. Ölçülü davranıştan yana olan bu adam, bir gece içinde radikal ve aşırı terörcü oluvermiştir.
Meclis, ihtilalin bütün Fransa’da yayılması amacıyla ve ihtilale karşı davranışlara son vermek için üyeleri arasından seçtiği iki yüz milletvekilini sınırsız yetkilerle donatarak kendi bölgelerine gönderir. Bu milletvekilleri vergileri yürürlükten kaldırabilir, asker toplayabilir, generalleri azledebilir. Bunların kararlarına karşı hiçbir şikâyette bulunulamaz. Fouché de kendi bölgesi Nantes, Nevres ve Moulins’de bundan ötürü şiddetle radikal davranmıştır. Örgütleme gücü, durumları kavrayıştaki çabukluğu mülkiyet ve kilise konusunda ihtilalin ön saflarında dövüşen Robespierre ve Danton gibi fazla dikkatli değil, hatta tersine, radikal sosyalist ve Bolşevik bir program hazırlamıştır. İlk Komünist Manifestosu aslında Karl Marx’ın değil Fouché tarafından hazırlanan Lyon Yönergesidir. Cumhuriyet, çevresinde yalnızca özgür insanlar istiyor, böyle olmayanların kökünü kazımaya kararlıdır. Kilisenin yetkilerini kendi eline almıştır. Büyük haçların ve her çeşit din tasvirlerinin kaldırılmış olduğu mihraplara çıkıp Tanrısızlıktan yana vaazlar vermiştir. Dini törenleri yasaklamıştır. Bir eşeğin kulaklarına piskopos takkesi geçirir, kuyruğuna İncil ve çarmıha gerilmiş İsa’yı bağlar, onu kalabalığın içinde dolaştırmıştır. Dinsizliği, Allahsızlığı öven nutuklar atmış “Burjuvalara, aristokratlara ölüm!” diye bağırmıştır.
İsyancıları kalabalık halde bir yere toplamış, topun namlusunu onlara çevirerek ateşlemiştir. Ona göre 20 kişiyi giyotin sırasında bekletmek işkencedir, oysa böyle topla bir anda öldürmek onlara yapılmış bir iyiliktir, aralarında yaralı kalırsa kılıç ve palalarla girişir, böyle böyle iki binden fazla insan öldürtür. Bundan dolayı kendisi Lyon kasabı olarak anılır. Chalier’nin cesedini de Paris’e gönderir, orada bir “devrim şehidi” olarak "aziz" mertebesine yükseltir. Şehirden ayrılmadan bütün o cinayetleri işlettiği cellatları da teker teker ortadan kaldırır, arkasından hiçbir iz bırakmadan Paris’e döner. Paris’te, Meclis’te “bu kadar terör günün birinde bizi de yakabilir” diye hafiften ılımlı bir rüzgâr esmektedir. Fouché kokuyu hemen alır. Ilımlıların yanına geçer. O üstlerinden emir almadan hiçbir şey yapmamıştır, bir suçlu varsa o da “Robespierre alçağı”dır ve derhal giyotinde hesap vermelidir. “Giyotin, Dr. Joseph-Ignace Guillotin tarafından geliştirilmiştir. Ölüm cezasına çarptırılan insanların daha az acı çekmeleri için geliştirilmiş olsa da Devrim sırasında o kadar çok kullanılmıştır ki Dr. Guillotin Meclise bu aletin kullanılmaması yönünde istekte bulunmuştur. İsteği kabul edilmeyince soyadını değiştirmek zorunda kalmıştır.” Her ne kadar soyadını değiştirse de bu alet denilince onun ismi hep hatırlanacaktır.
Mecliste baskıcılık ve yumuşaklık politikaları arasında yine bir kararsızlık söz konusudur. Önceki ateşli ve ihtiraslı çoğunluğun yerini, korkan, tedirgin ve güvensiz çoğunluk almıştır. Fouché, hemen ılımlı politikadan yana geçer. Bir anda hümanist olmuştur. Toplu idamların durdurulmasını, sorumluların hesap vermesini ister. Lyon celladı olan Fouché bir anda Lyon’un kurtarıcısı olmuştur. Ölümlerin sorumluluğunu açık yürekli ve dürüst meslektaşı Collot’un üstüne yıkmıştır. Ancak, Fouché’nin ikiyüzlülüğünü yakından tanıyan Robespierre, Lyon’da halka tanrı yoktur ilanını vermeye, ruhun olmadığını söylemeye kimin görevlendirdiğini; erdemi karartmasının, insanlığı aşağılamasının hesabını sorar. Dürüst bir ahlak kuralı ortaya koyan, inancı inançsızlıktan ve boş inanlardan ayıran, Hıristiyanlığı, maddeciliği ve ateizmi aşan bir din yaratan orta yolcu bir söylem hazırlayarak kendi ile Mecliste mücadeleye zorlar. Fouché, ordu, polis, mahkeme, komisyon, meclis, jakobenler ve tüm makamların emrine amade olduğu Robespierre’nin gücünün yükseldiğini anlamıştır. Fouché, çevreyi iyice öğrenmemiş temkinli olamamıştır. Lyon’da sosyalizmin ölçüsünü pervasızca kaçırmış, ateizmi övmüş olan Fouché, bir anda korkuya kapılır ve Robespierre’den özür diler, ancak sonuç olumsuzdur. Robespierre’nin kendinden önce öldürülmesi Fouché için tek çıkış yoludur. Fouché Robespierre’nin zaferi karşısında susar ancak öç almaya kararlıdır. Özellikle jakobenlerden dost kazanmak için komiteye ziyaretler yapar.
Sonunda Jakobenler kulübünün başkanı seçilir. Robespierre’in gözünde giderek daha fazla pervasız ve kurnaz olan Fouché, sonunda başkanlıktan ve yurtseverler birliğinden atılır. Fouché, her biri para, kadın gibi konularda ahlaki açıkları olan diğer üyelere, ahlakçı Robespierre’nin gözünde sıranın kendilerine de geleceğini söyleyerek kışkırtıcı kulis yapar. Robespierre’nin yurttaşlık erdemi karşısında tertemiz görünmeyen üyelerde korku, kuşku ve güvensizlik yayılmaktadır. Fouché, perde arkasında, arka planda yöneticilik yapmaktadır. Robespierre, kendine karşı bir darbe olacağını ve elebaşının da Fouché olduğunu anlamışsa da Fouché, Robespierre karşıtlarını birleştirerek bir düzenek kurmuş ve döneme son vermiş, Konvansiyon’a ve Robespierre’e ihanet etmiştir. Yeni rejimi, heyecanı, ülkeye yerleştiren Konvansiyon Dönemi, 1794’de ılımlı Cumhuriyetçiler ile Ulusal Ordunun işbirliğiyle kapanmış, Robespierre ve taraftarları idam ettirilmiş, Fouché kurtulmuştur.
Hükümet, silahı kendisine yönelten eli fark etmekte gecikmemiş ve Tallien, Meclisin açık yapılan toplantısında Fouché’yi suçlamıştır. Fouché işbirliği yaptığı kişiyi her zaman yaptığı gibi gözünü kırpmadan inkâr etmiştir. Babeuf’u öylesine tanıdığını, aşırı davranışlarını suçladığını söylemiştir. Kısacası büyük bir çabuklukla ondan uzaklaşır. Çok geçmeden Babeuf tutuklanarak giyotine gönderiliyor. Nevers ve Chamesy’den şikâyetler yükselir. Fouché adı Mecliste gittikçe yüksek sesle terörcü diye suçlanır. 22 Temmuz 1795’de terörle suçlanarak tutuklama emri çıkartılır. Fouché tutuklanmamasını dalavereli yollardan sağlar. Canını kurtarmak için şu kısa geçiş dönemini atlatırsa kurtulmuş demektir. Fouché, bundan böyle halkın seçtiği milletvekili değil, papaz okulu öğretmeni de değil. Varlıksız, hiçbir mevkii kalmamış önemini yitirmiş bir insan ancak karanlıkta kendini koruyabilen unutulmuş ve hor görülmüş biridir. Fransa’da üç yıl süreyle kimse onun adını ağzına almıyor.
Fouché’nin milletvekili aylığı kesilmiş, aile servetini de San Domingo Ayaklanmasında yitirmiştir. Lyon Celladına göz göre göre bir iş vermeyi veya bir işte çalıştırmayı kimse göze alamamaktadır. Herkes ondan kaçmaktadır.
İktidarın yeni efendileri arasında ona tuhaf bir acıma duyan ve yanına kabul eden Barras’a casus olur. Bakanlığın kabul odasında değil, herhangi karanlık bir yerde kabul edilir huzura. Bu görev için kendisini on beş gün geçindirecek bir gelir verilir. Böyle kirli işler için Fouché aramakla bulunmaz bir insandır. Yoksulluk yüzünden cumhuriyetçi vicdanını kökünden yitirmiştir. Direktuvar Başkanı Barras’ın kabul salonuna hafiye olarak her zaman girip çıkabilmektedir. 1793’te eşitlik ekmeğini pişirtmek isteyen radikal komünist, yeni türemiş cumhuriyetçi bankerlerin canciğer adamı oluvermiştir. Böylece onların bütün isteklerini, bütün işlerini iyi bir yüzdelik karşılığında sağlımıştır. Barras, onu hükümet temsilcisi olarak İtalya’daki orduya gönderir önce. Daha sonra da, Batavya Cumhuriyetiyle gizli görüşmeler yapsın diye Hollanda’ya. Çünkü gizli iş çevirmekte onun ne yaman bir usta olduğunu kendi deneyimiyle de öğrenecektir.
1799 yılında hiç beklenmedik bir kararla Hollanda’da bulunan Fouché bir gece içinde Fransız Cumhuriyetinin Güvenlik Bakanlığı’na atanmıştır. Parisliler bir top patlamış gibi korkuyla şaşırmışlardır. Kutsal duaları küçük düşüren ve kiliseleri soyan Lyon Celladının, anarşist Babuef’un dostu bu kanlı köpeğin zincirini çözdüklerine göre terör yine mi başlıyor diye endişe etmektedirler.
Güvenlik Bakanlığı Fouché’nin eline geçtikten üç ay sonra, onun yalnızca halkı değil Güvenlik Bakanının üstlerini de öteki bakanları, Diretuvar üyelerini generaller ve bütün polis örgütünü de denetimi altına aldığını, ondan yana çıkmış olanlar dehşet, hayret ve çaresizlik içinden fark etmişlerdir. Kurduğu ağ bütün makamları ve memuriyetleri sarmıştır. Artık bütün haberler onun elinden geçmektedir.
Onun parayla tutulmuş adamları arasında, Fransa’nın en parlak adlarını taşıyan Markiler ve Düşesler vardır. Evet, bütün ülkenin en gözde kadını Josephine Bonaparte’ı, ileride İmparatoriçe olarak bir kadını da kullanmış olmakla övünebilir. İleride İmparatoru olacak kişinin bürosunda çalışan sekreteri satın almıştır. İngiltere’de Hartwell’de Kral XVIII. Louis’nin aşçısını rüşvetle elde etmiştir. Fouché gözden düşeceği an korunabilmek için başlangıçtan beri önlem almaktadır. Çünkü bu tutkulu adam o örgütü devlet ya da Direktuvar ve Napolyon için değil, yalnızca kendisi için yaratmıştır. Barras’ın kralcılarla pazarlıklarını, Bonaparte’ın taç peşinde koşmasını, bazen Jakobenlerin, bazen de karşı ihtilalcilerin kışkırtıcılıklarını haber alıyor kendisi için yararlı gördüğü anda açıklıyor.
Böyle geçen birkaç aydan sonra Fouché durumu bütün açıklığı ile kavrıyor. Direktuvar Kurulunun beş üyesi kendi aralarında anlaşamamaktadır. Ordular yenilgiye uğramış ve maliye çökmüştür. Ülke tedirgindir ve bu böyle daha fazla sürmeyeceğini görmektedir. Dağınık güçleri yeni bir güç toplayamazsa Cumhuriyet çökecektir. Durumu ancak bir diktatör düzeltebilir.
Bütün Bakanların piramitlerin yakınında sandığı Bonaparte’ın az sonra Fransa’ya ayak basacağını bilen tek kişi Fouché ’dir. Direktuvar Kurulu 11 Ekim 1799 günü Fouché’yi acele çağırtır. Napolyon Mısır’dan geri çağrılmadan kendi kararıyla döndü. Şimdi ne yapmalı? Fouché uysal davranmalarını ister. Çünkü kendisi Napolyon’dan yana, ya da ona karşı olmak için henüz bir karara varmış değildir. Fouché iktidar için yaratılmış bu adamın eşsiz dinamizmini ve dehasını hemen kavrımıştır.
Fouché’nin Napolyon’a hemen Fransa’nın ve Direktuvar’ların durumunu iki saat içerisinde anlatması onun buyruğu altına girme kararı vermiş olduğunu gösterir. Ama yine de kendini onun ellerine büsbütün bırakmaz. Direktuvarı iktidardan düşürüp Napolyon’u ülkenin tek hâkimi yapacak komploya açıktan açığa katılmaz. Fouché, Napolyon’un hükümet darbesi sabahı, derin bir uykudadır. Direktuvar’dan gönderilen haberciler onu sarsarak yataktan kaldırır. Sanki darbeden haberi yokmuş gibi davranır. Oysa bir akşam önce Bonaparte’la uzun uzun görüşmüştür.
Bonaparte, Konsül ve Fransa’nın tek hâkimidir. Napolyon yenilgiye uğrasa, ya da oylamada azınlıkta kalsaydı, Fouché: “Alçakça bir komplo orta çıkarıldı,” diyen bir bildiriyi Paris’in bütün duvarlarına yapıştırırdı. Napolyon kazandığına göre o da kazanca hemen katılıyor. Fouché, esecek rüzgâra göre yön değiştirmeyi bir kez daha büyük bir mutlulukla başarmıştır.
Zafer kazanan Bonaparte ve Fouché ’de onun gizli yardımcısıdır. Asıl kurban Barras; Direktuvarın mutlak hâkimi bu adam Fouché’yi yaşadığı çöplükten çıkarmış ve bunun karşılığını almıştır. Napolyon’un Fouché’den ilk kez ne zaman kuşkulandığı ise Avusturya ve Fransa’dan hangisinin savaşı kazanacağını belli edecek İtalya seferi sırasında ortaya çıkmıştır.
20 Ocak 1800 günü Paris’te bakanlar ve yetkili danışmanlar, tuhaf bir hava içerisinde toplanmışlardır. Marengo savaş alanından gelen haberci kötü haberler getirmiştir. Napolyon belini doğrultamayacak bir yenilgiye uğramış ve Fransa ordusu geri çekilmektedir. Toplantıda bulunanların her biri gizlice yenilgiye uğramış generalin Birinci Konsül olarak kalması olanaksızdır. Bu konuda en ileri giden Carnot olmuştur. Carnot eski güvenlik komitesinin yeniden kurulmasını ister. Fouché ise bu durumda suskunluğunu koruyarak rüzgârın hangi yönden eseceğini tahmin etmektedir. Ne var ki ertesi gün gelen ikinci bir haberci Marengo’da kazanılan parlak zaferi bildirir. Birkaç gün sonra Birinci Konsül Bonapart yüz kat daha güçlü bir şekilde iktidarına büyük bir güvenle döner. İlk kurban Carnot’tur ve bakanlığı elinden gider. Bonaparte o günden sonra Fouché’ye güvenmez olmuştur.
1800 yılının 24 Aralık günü Napolyon operaya giderken arabasının hemen arkasında bir bomba patlar. Napolyon bu suikasttan yara almadan kurtulur. Fouché bu olayın ardındakileri bulmasına rağmen yine de Napolyon ona karşı şüphelidir.
Napolyon ömür boyu Birinci Konsül olarak seçildikten sonra Fouché’den kurtulmak ister. Ancak bu hiçte kolay değildir. Onu görevden almaktansa Güvenlik Bakanlığını kaldırır. Makamının elinden alınmasından sonra Senatoda üyelikten başka sınırları Marsilya’dan Toulon’a kadar uzanan ve değeri milyonları bulan küçük bir Prenslik verilir. Fouché artık Otrando Dükü’dür. Fouché artık zengin ve soyludur.
Napolyo’nun ömür boyu Konsül olarak seçilmesinde; Cumhuriyetin kesin olarak rafa kaldırılmasında Konvansiyonun eski milletvekili, Jakobenler Kulübünün sabık başkanı, Lyon Celladı, bir tarihte Cumhuriyetçilerin en aşırısı Fouché kadar canla başla kürek sallayan olmaz. Bu hizmetlerinin karşılığında iki yıl süren altın sürgün döneminden sonra Fouché yine Güvenlik Bakanıdır. Napolyon ve Fouché birbirlerini hiç sevmedikleri halde birbirlerine yararlı olmaktadırlar. Fouché’nin Napolyon üzerindeki etkisi yıllarca süren çaba, beceri ve sistemli gözlemlerle yapılan hesaplı işlerle elde edilmiştir. Josephine’den en gizli yatak sırlarını Barras’tan Bonaparte’ın tırmanış basamaklarında attığı her adımı öğrenmiştir.
İngiltere 1795’de olduğu gibi 1809’da halen Fransa’nın başlıca düşmanı ve en tehlikeli rakibidir. Napolyon’un bütün istekleri Akkon kapılarında, Lizbon siperlerinde ve dünyanın başka yerlerinde hep o sinirsiz, soğukkanlı ne istediğini iyi bilen Anglosakson güncüne çarpmıştır. Avrupa’nın her yanını ele geçirmiş Napolyon dünyanın öte yarısından, denizlerden yoksun kalmıştır. Bu ezeli rekabet sonucunda Fransa, İngiltere’ye karşı ambargo uygulamaya başlar. Anvers ve Hamburg’daki bankalar ticaretin engellenmesinde dolayı iflas etmektedirler. Her iki ülkede de bunun sonucu olarak para değer kaybetmektedir. Napolyon, İngiliz gemilerini ablukaya alıp, mallarını denize döksünler diye acımasızca baskı yapmaktadır. İngiltere ile barış görüşmeleri kesilmiştir. Ama Fouché için pazarlıklar, söz vermeler, aşırı hareketler onun en çok hoşlandığı düşkünlüklerdir. Bunun için Napolyon’un haberi olmadan sanki onun adına görüşmeler yapıyormuş gibi Hollandalı bankerler üzerinden İngiltere ile görüşmelere başlar. Bu tehlikeli iş tam Fouché’ye göredir. Napolyon genç eşi Maria Louis’le birlikte, erkek kardeşi Lui’yi görmek için Hollanda’ya gittiğinde Hollanda Kralı Lui, bir konuşma sırasında İngiltere ile İmparatorun bilgisi altında yapılan gizli görüşmelerde ilerleme kaydedildiğini söylediğinde Napolyon çok şaşırır. Napolyon, Fouché’in kaçamak avlanma izlerini sonsuz bir öfkeyle bulup çıkartır ve Hollandalı bankeri tutuklatarak evraklarına el koyar.
Birkaç yıl önce Papa’yı tutuklatmış olan Napolyon, Pazar ayininden sonra Bakanlarını toplantıya çağırır. Otranto Dükü, Bakan olduğu halde toplantıya çağrılmamıştır. Napolyon “Makamını kötüye kullanıp efendisinden gizli olarak yabancı bir devletle gizli görüşmeler yapan kişi ile ilgili olarak ne düşünürsünüz?” diye sorar. Fouché’nin korkusundan hiçbir Bakan cevap veremez. Sonunda Rovigo Dükünü Güvenlik Bakanı yapar. Fouché ’yi kızdırmamak için de Roma Büyükelçisi olarak atar.
Fouché bu göreve gitmeden önce çalışma odasının kapısını kapatır ve en önemli gizli evrakları dosyalar ve götürür. Birçoğunu yakar geriye önemsiz ve düzensiz evraklar kalır. İmparator bunu öğrendiğinde Fouché’den elinde bulunan evrakları teslim etmesini ister. Napolyon’a açıkça kafa tutan Fouché, ondan bir mektup alır. “Bay Otranto dükü, bundan böyle hizmetimde bulunmanızı istemiyorum.” Fouché tüm görevlerinden sertlikle uzaklaştırılır. Fouché ’nin etekleri tutuşur. Giyotine iki adım kala bile korkmayan ve düşünebilen Fouché, Napolyon’un bu sert vuruşu altında acınacak halde çöker. İmparatora yakın olan kişilerden yardım dilenir. Dalgalar onu yine diplere derinliklere atar. Fouché üç yıl boyunca makamdan ve saygınlıktan yoksun kalır. Üç yılsonunda Napolyon, Fouché’nin Aix’deki şatosuna dönmesine izin verir. Fouché Dük, Senatör, Ekselans, Bakan, Devlet Danışmanı ve birkaç kat milyoner biri olarak kendi isteğinin dışında kimseye kulak asmadan başını dinler. Şatosunda geçirdiği iki yıl boyunca sadece bir kez saraya çağrılır.
Altı yüz bin askerin başında Napolyon çılgınca Moskova seferine çıkmıştır. Kendisi seferdeyken tel örgünün hiçbir yerinde en küçük bir boşluk, zayıf bir nokta güveni tehlikeye düşürecek durum kalmaması için Fouché’yi zorla göreve çağırmıştır. Moskova seferi Napolyon’a pahalıya patlamıştır. Napolyon alaşağı edilmiş Elbe adasına sürgüne gönderilmiş ve XVIII. Louis Kral olmuştur. Hükümet Talleyrand başkanlığında tekrar kurulmuş ancak Fouché’ye hiçbir makam ayrılmamıştır.
5 Mart 1815’te Napolyon Elbe Adasından kaçıp altı yüz adamıyla Frejus kıyılarına çıktığında Kral ve adamları bu haberi gülerek ve küçümseyerek karşılar. Kral Napolyon’un eski silah arkadaşlarından General Ney’e yakalama emri verir. Ancak General Ney ve askerleri Napolyon’a katılır. Napolyon hiçbir yerde direnmeyle karşılaşmadan Paris’e ulaşır. Kral XVIII. Louis ne yapacağını bilmez durumdadır. Otranto Dükü, birkaç hafta önce kendisini pek soğuk karşılayan kont ve prenslerin şimdi kendisini zorla bakan yapmaya kalkışmalarından büyük bir haz duyar. Politik durumunun iç yüzünü Bourbonne Hanedanıyla gizli işlere girişmeyecek iyi bilir. Krallığın can çekişmekte olduğunu sezer ve Bakanlığı kabul etmez. Bu durumda Kral Fouché için yakalanma emrini verir. Ama kurnaz Fouché bir şekilde kurtulur.
Napolyon’un Paris’e gelmesiyle Kral ülkeyi terk eder ve Napolyon’un yüz gün sürecek egemenliği yeniden başlar. Fouché üçüncü kez Güvenlik Bakanlığına getirilir. Napolyon eskisi kadar güçlü değildir artık. XVIII. Louis’den, Cumhuriyetçilere, Kralcılara, Londra’ya, Viyana’ya kadar herkes Napolyon’dan çok Fouché ile görüşmek ister. Bütün yollar Otranto Dükü’nün gizli ulaklarına açılıverir. Wellington, Metternich, Talleyrand, Orleans Dükü, Çar, Kral ve herkes onun ajanlarını büyük bir incelikle kabul eder.
Vendee’liler ayaklanmıştır ve kanlı iç savaş başlamak üzeredir. Fouché’nin bir adamıyla tek bir görüşme yaptırması iç savaşı önlemiştir. Fouché’nin Kralcılarla, İngiltere, Avusturya, Rus Çarı ile gizli görüşmeleri Napolyon’u çileden çıkarmıştır. Napolyon’un Fouché’yi gözaltında tutan gizli polis kullanması gibi Fouché’de İmparator’un gizli işlerini öğrenmek için yazıcılarını satın almıştır.
Savaşa doymayan Napolyon 18 Haziran 1815’de İngilizlerle yine savaşa girmiştir. Prusya’nın da yardımıyla Waterloo savaşı kaybedilmiş ve Napolyon, İngilizlere teslim olmuştur. Saint Helena Adasına sürgüne gönderilmiştir. Napolyon bu adada 51 yaşında iken mide kanserinden hayatını kaybetmiştir. Napolyon döneminde Avrupa’da yaklaşık on beş milyon insan savaşlarda hayatını kaybetmiştir.
Napolyon’un tahtan çekilmesiyle yapılan meclis oylamasında Carnot 324, Fouché ise 293 oy alır. Carnot hükümetin başkanlığına getirilir. Seçim sonuçlarına göre başkanlık elbette Carnot’undur. Ancak kurnaz Fouché yetkileri sınırsız birinci adam olmak istemektedir. Beşler Kurulu toplanır toplanmaz Fouché meslektaşlarına “Usulüne uygun hareket edelim” önerisinde bulunur. Sahte bir alçakgönüllülükle Carnot’a Başkanlık Makamı için oyumu size vereceğim der. Carnot’ta incelikle “Ben de size” yanıtını verir. Ne var ki üyelerden ikisini gizlice satın alan Fouché böylece başkanlık koltuğuna oturur.
Artık Fransa’nın tek hâkimi Fouché’dir. O şimdi serbesttir ve amacına ulaşmıştır. Elli altı yaşındaki Fouché, Napolyon’un hesabını gördükten sonra, sınırsız iktidarın en yüksek noktasında tek başınadır. Şimdi artık kimsenin hizmetinde değildir. Waterloo Zaferinin kahramanı Wellington ona dostça haberler iletir. Avrupa’nın alınyazısı onun elindedir. Şimdi onu sayısız görevler beklemektedir.
Fouché ihanet edebileceği birisi olmayınca kendi kendine ihanet eder. Baron de Vitrolles arabuluculuğu ile XVIII. Louis ile Krallığın yeni hükümetinde kendisine bir bakanlık verilirse Paris’in kapısını açacağını duyan Kral oldukça köpürür. Kardeşinin ölüm kararını imzalamış birini asla saraya sokmam der. Talleyrand ve diğer soylular tarafından sıkıştırılan XVIII. Louis yavaş yavaş bocalamaya başlar. Paris’in kapılarını yalnızca Fouché’nin dirençsiz açtırabileceğine herkes bilmektedir. Kral taraftarları Paris’e girerler ve Fouché ile yapılan gizli anlaşma gereği Tuilerie’yi işgal edip milletvekillerinin suratına meclisi kapatırlar. Şaşırmış görünün Fouché, bunu fırsat bilir ve süngüleri protesto için hükümetten çekilmelerini ileri sürür arkadaşlarına.
XVIII. Louis, yeni Güvenlik Bakanının parayla düzenlediği sevinç gösterileri arasında bir kurtarıcı olarak Paris’e girer ve heyecanla karşılanır. Fransa yeniden Krallıkla yönetilmeye başlar. Kral için bir suçlular listesi hazırlanır. Bu listede Cumhuriyetin kurucusu ve “zaferin hazırlayıcısı” Carnot, pek çok savaşı zafere dönüştüren ve Rusya seferi sırasında ordudan kalanları kurtaran General Ney ve geçici hükümette Fouché ile olanların hepsinin adı vardır. Bu liste ölüm ve sürgün anlamına gelmektedir.
Fouché adının sürgün listesinde olmasından dolayı Rus Çarını ziyaret eder, Wellington ve İngiliz Elçisiyle her gün görüşür. Bütün diplomasi oyunlarını oynar. Ancak kimseden karşılık göremez. Kimse artık onu ülkesinde görmek istememektedir. Prag’da zorunlu ikamete zorlanır. Fouché düştüğü uçurumun ne derece derin olduğunu burada fark eder. Yıllarca Prag’da kalan Fouché’ye bu kent cehennem olmuştur. Buradan kurtulmak için Prens Metternich’e başvurur. Metternich lütfeder ve Linz’e gitmesine izin verilir. Dünya için Otranto Dükü diye biri kalmamıştır artık. O, yalnızca yaşlı, yorgun, öfkeli, yapayalnızdır. Linz’in kasvetli sokaklarında kendi kendine söylenerek dolaşan biridir.
Bir kuzey limanında başlamış olan bu olağanüstü alınyazılarıyla yüklü yaşam güney denizlerinin Trieste kentinde 26 Aralık 1820 günü sona erer.
Cengiz Emik
Ankara, Temmuz 2022